3 Ocak 2014 Cuma

KÖPMEK...


 Yaklaşık dokuz aydır bu “monolog alanımız”da sessizlik hakim... En son milletvekillerinin yargılanmasında anayasal sınırlar ve milli iradenin TBMM’de temsili konularında kısa notlar yazmışız. Bu alanda yavaş ve yetersiz olsa da, yaşanan kısmi iyileşmelerin artacağına olan inanç ve izlenimlerimizin gölgesindeki hoşnutluğumuz devam ededursun, bugün biraz farklı bir alanda monolog ihtiyacı var, haydi buyurun…

  Hümanist yanımız kadar, hayvan sever yanımız da var malum… Bu nedenle olsa gerek, dikkatimizi çeken bir hayvan davranışından çok kısa söz etmek istiyoruz. Örneğimizi köpekten aldık, belki de her yerde çokça görüyor olmak aklımıza ilk onu getirdi, belki de başka bir bilinçaltı, bilemiyoruz artık…

  Köpek adının Kıpçak dilindeki “köpmek” fiilinden gelme “kabarmak” anlamında olduğu da söylenir. Kabarmak fiili diğer yandan hindiyi veya kibirli olmayı da akla getiriyor ama, monolog konusu “küçük dağları ben yarattım, büyükler zaten babamındı, ondan da bana kaldı” olmadığına göre bu konuya hiç girmiyoruz bile… 


 Köpeklerin beş duyusundan en gelişmiş olanı koku alma duyusudur. Ancak asıl dikkat çekmek istediğim özellikleri “hakimiyet bölgesi” gereksinimleridir. Bir hakimiyet bölgesi olmayan köpek bunalıma girer. Bu nedenle ne yapıp edip onlara bir hakimiyet bölgesi vermelisiniz yahut onların sizin hakimiyet alanınız içinde kalan bir alanı, kendi hakimiyet alanları zannetmesine izin vermelisiniz. Kurtlar, özgürlüğüne düşkün ve avlanan hayvanlar oldukları için geniş ve çok büyük alanları, kendi hakimiyet alanları olarak belirler ama, köpeklerin böyle bir şansı yok; hakimiyet alanı genelde sahiplerinin hakimiyet alanı içinde kalır... Bu nedenle “vermelisiniz” kelimesi bilinçli bir seçim…

Bunalıma girmesin diye hakimiyet bölgesi verdiğiniz bu sevimli hayvanların hakimiyet bölgelerini işaretlemek gibi huyları vardır ki, zaman zaman can sıkıcı olabilir. Etrafa sürünerek, çiş yaparak, bazen de dışkılayarak kokusunu bırakır, bölgelerini işaretlerler. Bunun doğası gereği olduğunu bilirsiniz. Ancak bu işi abarttıklarında, etrafta bıraktığı kokular rahatsız edici boyutlara ulaşabilir… Bu durumda ve burnunuzu kapatarak dolaşmaktan bıktığınızda yapacağınız tek şey hakimiyet alanı ihtiyacı falan tanımadan temizlik yapmaktır…

Sevgili Ares’in ölüm yıldönümü yaklaşıyor… 


O, hiç abartmazdı…


Hoş-çakal… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder